Hürriyet

20 Ağustos 2009 Perşembe

...

eski şarkıları dinlerken insan değişik duygulara kapılıyor...yaşadıklarımız,yaşayamadıklarımız...zaman öyle çabuk geçiyor ki geriye baktığımızda yılların,yaşadığımız günlerin geri gelmeyeceğini anlıyoruz...bi hüzün kaplıyor içimizi..zaman mı çabuk geçiyor biz mi zamanı çok çabuk tüketiyoruz??hayatta varolduğumuz sürece yaşadığımız anı bilmemiz gerekir..hep erteliyoruzz..aslında yapacaklarımızı değil hayatımızı erteliyoruz..bizim çin ikinci bi hayat yok ve hayat ertelenecek kadar uzun da değil..her erteliyiş geri dönülmeyen bir yol gibi..yaşadığımız hayatı pişmanlıklarla,keşkelerle doldurmamak için hayatımızı dolu dolu yaşamalıyız..
ne varsa eskilerde var galiba..kime sorsam hep bi geçmişe özlem var...
aslında eski şarkılar,eski fotograflar zamanı o kadar güzel anlatıyor ki kurulan cümlelerin bir anlamı da kalmıyor...sandıktakileri ara sıra açıp bakmak gerekir...

4 Ağustos 2009 Salı

ki aşk çocuğu...

özrü yok,ama suçlusun!
ben sana aşkı öğretmiştim,
sen hüzne beni öğrettin!


büyük gemiler,küçük yolculuklara çıkmazdı,
baştan hata yaptım ben sana tutulmakla.
aşkta sana tutulmakla,
hayatta acıya yutulmak aynıydı..


gözlerim geceden çalıntı,
yüreğim seninkinden alıntı,
bir parça yalnız,bir parça hep sen...


Yokluğun,tokluğum olabilse...
hemen unutuversem
bugünle başlasam hayata;
ama şimdi yine seni yazdım.
ben kendimle baş başayken bile,
hiç senden aklanamdım ki daha!


yalnızca kalbimin emrettiğimi yaptım ben;
aşkın söylettiğini söyledim,
yüreğimin sakladığını özledim yalnız.
kalbimi başkasında bırakıp kimseye gitmedim.
ben sana kalmayı öğretmiştim,
sen gitmeye beni öğrettin!


daha çok sevmeyi daha fazla keşfediyor insan,
baştan yanlış yaptım ben sana inanmakla.
aşkta sana inanmakla,
gönüllü hüzne boyanmak aynıydı...


ellerim ellerine hükümlü,
dudaklarım seninkine tutkulu,
bir parça yalnız,bir parça hep sen...


aşk beni suçlamayacak,
yalnızca kalbimin emrettiğini yaptım ben!


başka kurtuluş yok belki,
sen as beni,
aşka kurban et elindeki iple.
sen unut sevmeyi,
sen lanetlen benim yerime...


ki ben unutamam,aşk beni tanır,
ki ben ihanet edemem,aşk beni bilir,
ki ben çekip gidemem,aşk beni bulur!
kendi çocuğunu vurmaz aşk,
ağlatanı vurur!


başucumda kuruttuğum çiçekten çıktı,
ruhumdaki her köşeyi ısıran böcek.
özrü yok ama suçlusun!
aşk adına azat oldum bu tutkudan,
kendime gerçeği söylettim...


sen,bana her gün azalmayı öğretmiştin,
ben bugün bitmeye seni öğrettim!


Emre KALCI'nın "Sessiz düet,Silahsız düello"kitabından...(okumadıysanız mutlaka okuyun derim..)