Hürriyet

25 Şubat 2010 Perşembe

canlar...

ayy bu nasıl bi yazı olacak hiç bi fikrim yok ama iki ileri iki geri silip ilerliyorum:)
normalde çekingen hatta suskun bi insanım..hiç görmediğim sadece nette görüştüğüm insanları görmek için taaa Ankara'ya gitmek pek benlik bi durum değildi aslında..ama seyrüm ve yesarimi kendime o kadar yakın hissettim ki o kadar candandilar ki o meleklerle yüz yüze görüşmek gerektiğini düşünüp yola koyuldum..(seyrüyle uzun yıllardır görüşüyoruz ama ilk defa yüz yüze geldim:)heyecan,merak ve biraz çekingenlik vardı ama karşımda yesariyi elinde makinayla kayıt yaparken görünce koptum:)sanki yıllardır bi aradayız gibi sıkı sıkı birbirimize sarılınca ne heyecan kaldı ne çekingenlik:)
canlar beni o kadar güzel bi yere götürdüler ki anlatamam:)harika zaman geçridim..yesari ve seyrü benim sıkıldığımı düşünüyolar ama yok ölee bişeyy süperdii süperdiii onlarla zaman geçirmek:)
Ankara'ya giderken ve dönerken bu kadar mutlu olacağımı hiç düşünemezdim..o sevimsiz gri şehrin bana katacak bi çok şeyi varmış demek ki..Ankara dönüşü herkes bana sana bi haller olmuş deyip duruyoo:))oldu valla ne yalan söyleyeyim:))
Allahım iyi ki bu güzel insanları karşıma çıkarmış..inşallah bu canlarla yolumuz hiç bir zaman ayrılmaz..
seviyorummmmm sizi canlarrrrr:)

9 Şubat 2010 Salı




bilirmisin kış ortasında açan yalancı papatyaları...zamansız açar...
papatya falları da kandırmacaydı zaten..
benim sende kendimi kandırdığım gibi...
fallarda hep seviyor çıkıyor ama sevmiyordun...
o papatya yerinde dursaydı ve ben seni hiç fallara katmasaydım...

8 Şubat 2010 Pazartesi

her sayfa her kelime ayrı ayrı dokundu içimdekilere...

kapandı zannettiğim yaralarım tekrardan açıldı...

benim için bu kadar önemliyken sen ve seni bu kadar özlerken ben...