Hürriyet

12 Mayıs 2010 Çarşamba

AŞK VE ÂŞIK



Her kimin yakası bir aşktan dolayı yırtılmışsa, o hırstan ve ayıptan tamamıyla temizlenmiştir.


Kimde aşk endişesi yoksa, o kanatsız kalmış bir kuş gibidir, vah ona!

Ey bizim sevdası güzel aşkımız; şad ol!..

Toprak beden, aşktan dolayı göklere çıktı; dağ (bile aşktan) oynamaya başladı, çevikleşti.

Yemyeşil aşk bağının sonu, ucu-bucağı yok; orada gamdan ve neşeden başka ne meyveler var!

Aşk dâvaya benzer; cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa dâvayı kazanamazsın ki!

Her ne kadar dille anlatmak aydınlatıcı ise de dile (gelmeyen) aşk, daha parlaktır.

Aşk seçkin erler için gemiye benzer. Gemiye binen kişinin bir âfete uğraması nâdirdir, çoğu zaman kurtulur.

Aşkın yüzlerce nazı, edâsı, ululuğu var. Aşk, yüzlerce nazla elde edilebilir.

Aşk vefakâr olduğu için vefakâr olanı satın alır. Vefasız adama bakmaz bile.

Aşkın beş yüz kanadı vardır. Her kanadı, arştan yer altına kadar bütün kâinatı kaplar.

Aşk, denizi bir çömlek gibi kaynatır; aşk, dağı kum gibi ezer, eritir.

Aşk, gökyüzünü çatlatır, yüzlerce yarık açar; aşk, sebepsiz yeryüzünü titretir.

Temiz aşk, Muhammed’le eşti. Allah aşk yüzünden ona “Sen olmasaydın...” dedi.

Hasılı o, aşkta tekti. Onun için Allah, peygamberler içinden O’nu seçti.

Gönüllerin dönüşünü aşktan bil. Aşk olmasaydı dünya, donar kalırdı.

Bu dünya pazarında sermaye altındır; o dünyada ise aşk ve iki ıslak göz.

Zahirî güzelliğe ait bulunan aşklar da aşk değildir; onlar sonunda bir utanç vesilesi olur.

En güzel olan Allah aşkından başka ne varsa can çekişmeden ibarettir...

Âşıklık, gönül iniltisinden belli olur; gönül derdi gibi bir dert yoktur.

Âşığın hastalığı diğerlerinden farklıdır; aşk, Hak sırlarının üsturlâbıdır.

Âşıklar ferahlık kadehini, sevgililerin eliyle öldürüldükleri zaman içerler.

Dirhem vermek cömert kişiye lâyıktır. Can vermek de esasen âşığın vergisidir.

Âşık, aşk diyarında ne söylerse söylesin, ağzından aşk kokusu duyulur.

Âşıkların varlıkla işi yoktur; âşıklar, kârlarını sermayesiz elde ederler.

Âşıklar, yoklukta çadır kurarlar; onlar, yokluk gibi bir renktedirler, bir tek ruhları vardır onların!

Âşıklara sevgilinin güzelliği müderristir; defterleri, dersleri, meşkleri de onun yüzü!

Aşk, âşıkların vücudunu inceltir, zayıflatır; sevgililerin vücutlarınıysa güzelleştirir.

Âşık, başını verince akıl kalır mı gayri? Her şey helâk bulur, yalnız O’nun hakikati kalır.

Kul, daima elbise, vergi diler; âşığın elbisesi ise daima sevgilinin cemâlidir.

Şeytan bile âşık olsa topu çeler; bir Cebrâil kesilir, şeytanlığı ölür.

Aşk, kimseye niyazı ve ihtiyacı olmayan Allah’ın vasıflarındandır. Ondan başkasına âşık olmak, geçici bir hevestir.

Çünkü mecazi aşk, altınlarla bezenmiş bir güzelliktir. Görünüşü nurdur, fakat içi dumandır.

Nur gitti de dumanı meydana çıktı mı mecazi aşk, derhal soğur; donar kalır.


Mesleviden Özdeyişler..


bugün de gerçek Aşk'a dair bişeler okuyalım...

1 yorum: